9 Aralık 2010 Perşembe

CEJNA NEWROZ PÎROZ BE!

CEJNA NEWROZ PÎROZ BE!

Siyasi iktidarlar, kimi zaman politikaları ne kadar baskıcı olursa olsun, toplumda yer eden, halkın içselleştirdiği bazı şeyleri değiştiremiyorlar. Tıpkı İran İslam Devrimi'nin 1979'da iktidara geldikten sonra, Zerdüşt inanışına göre yılbaşı sayılan ve halk tarafından dini bir bayram olarak kutlanan Newroz bayramını yasaklaması gibi. Halk yasağa rağmen Newroz bayramını kutlamaya devam etti ve İran hükümeti yasağı kaldırmak zorunda kaldı.

Türkiye'de Kürt halkına karşı uygulanan doksan yıllık inkar, imha ve asimilasyon politikalarına rağmen, Kürt halkı, Newroz bayramını kutlamaktan vazgeçmiyor. Bu bayram hem ilkbaharın gelmesiyle beraber gelen bereket için, hem de efsaneye göre özgürlük ateşini yakan Demirci Kawa için kutlanıyor. Newroz, Bir anlamda bir halkın yeniden doğuşu anlamına geliyor. Newroz, Kürt halkında, direnmenin ve varoluşun karşılığı. Newroz boyun eğmemektir, yaşatılan tüm zulme karşı durmaktır. Kürt'ler bu sebeple Newroz'da başlarına ne geleceğini bildikleri halde sokağa çıkmaktan çekinmiyor, zorbalık arttıkça Kürt halkının direnişi de o denli artıyor.

Newroz, Kürt halkı tarafından çok önceden beri kutlanmasına rağmen son otuz yılda daha çok önem kazandı. Kürt halkının özgürlük mücadelesinin, Kürtlere yaşattığı Rönesans ile halk kendi değerlerine daha sıkı sahip çıkmaya başladı. Uzun zamandır Kürtler için çok daha önemli bir bayram olan Newroz, Kürtlerin varlıklarını tüm gerçekliğiyle ortaya koydukları gün oldu.

Kürd'ü, yok sayan, ''kart kurt'' diyen devlet, Newroz'u da yok saydı. Newroz'u kutlayanlara yıllarca müdahale etti, kitlelerin üzerlerine ateş açtı, insanları sokak ortasında öldürdü. Sadece 1992 Newroz'unda
Cizre'de, elli yedi kişi yaşamını yitirdi. Kutlama alanlarına gidenler gözaltına alındı. Başka illerden Newroz'u kutlamak için bir araya gelmeye çalışan insanlar engellendi, insanlar otobüslerde günlerce bekletildi. Toplanmayı başaran insanların üzerinde F16 uçakları alçak uçuş yaptı. Kürt halkının Newroz'u kutlamaması için devlet elinden geleni ardına koymadı. Kürt halkı direndi, yılmadı. Neredeyse her Newroz'da yeniden doğdu.

Kürt halkını engellemeyi başaramayan devlet, kendi ''nevruz''unu yaratmaya çalıştı. Bakanlar ve valiler, kolejlerin pilav gününe çevirmeye çalıştıkları Newroz'da, üç beş odun yakıp üzerinden atladılar. Mehter takımlarına marşlar eşliğinde yürüyüş yaptırdılar. Yazılı ve görsel basında Newroz'un asıl adının ''nevruz'' olduğunu, Orta Asya'dan beri kutlandığını, bir Türk bayramı olduğunu söyleyip durdular. Türk halkı unuttuğu bir bayramı Kürt Özgürlük Hareketi sayesinde hatırladı veya yeni bir bayram sahibi oldu.

Bu yıl da Newroz bayramı olanca coşkusuyla kutlanmaya başlandı. Yüksekova ilçesinde başlayan kutlamalardaki coşku, 21 Mart'ta ülkenin dört bir yanına yayılacak. Bizler Kürt halkının bayram olarak kutladığı bugünde, İstanbul Kazlıçeşme'de onlarla beraber olacağız. Newroz bayramının barışın ve kardeşliğin sesini yükselteceğine inanıyoruz.

Fırat ile Kızılırmak'ın, İstanbul ile Amed'in, heval ile yoldaş'ın, Newroz ile 1 Mayıs'ın kardeşleştiği bir ülke istiyoruz. Newroz bayramımız kutlu olsun.
Ahmet / 20 Mart 2010 Cumartesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder