9 Aralık 2010 Perşembe

BEYOĞLU YEREL SEÇİMLERİ ÜZERİNE KISA BİR DEĞERLENDİRME

BEYOĞLU YEREL SEÇİMLERİ ÜZERİNE KISA BİR DEĞERLENDİRME

Beyoğlu’nda yapılan yerel seçimler tüm yurt genelinde olduğu gibi Türkiye tarihinin en coşkusuz ve en cansız seçimlerinden biriydi, genel itibari ile tüm bölge halkının seçimlere ilgisi cılızdı ama katılım yüzde sekseni geçti. Siyasi partilerin güçlü olduğu çekirdek alanlar dışında pek hareketlilik gözlemlenmedi. Örnekleyecek olursak, Kasımpaşa da Akp, Tarlabaşı’nda DTP, Cihangir de CHP gibi. Tabi seçimle ilgili ilginç durumlarda yaşanmadı değil, DSP’nin adayı Banu Yıldırım’ın ‘Beyoğlu’nun B’si Banu’ sloganı gerçekten çok komikti. DTP’nin adayı Yusuf Çetin’in Yumruğunu sıkarak, gard alarak ve de dişlerini sıkarak poz verdiği seçim afişi görülmeye değerdi. CHP’nin adayını son iki haftaya kadar bilen yoktu. ANAP’tan Barbaros Akın’ın adaylığını sadece Sıraselviler caddesinden geçen insanlar öğrendi, çünkü sadece ilçe binasının önüne asmışlardı afişleri, mart ayının ilk haftasına kadar pek seçime gidiliyormuş havası esmiyordu Beyoğlu’nda.

Muhtarlar arasında kıran kırana bir mücadele yaşandı. Türkiye’nin ilk transseksüel muhtar adayı Belgin Çelik’in karşısına dört aday çıktı ve mahallede muhtar afişlerinden başka bir şey görünmedi. Kâtip Mustafa Çelebi mahallesinde seçimi, pek yobaz eski muhtar önde tamamladı. Ancak Belgin, cesareti, emeği ve çalışması ile herkesten iyi bir performans sergiledi. Seçim afişleri çok şıktı ve belki de tüm Beyoğlu’nda içeriği en dolu bildiri onunkiydi.

‘Beyoğlu’na feminist sözümüz var’ sloganı ile yola çıkan ve ciddi bir seçim çalışması yürüten Saime Ülfet Taylı Taş, emeği ile göz doldurdu, Beyoğlu ellerinde kostikli kovalarla afişe çıkan kadınları gördü, birçok esnaf afişleri indirmeye çalışsa da tartışmaktan çekinmediklerine, direndiklerine şahit oldum. Her gün düzenli bildiri dağıttılar ve çok iyi bir çalışma yürüttüler. Oy kullanma sıralarında annelerini Ülfet’e oy vermeleri için ikna etmeye çalışan genç kadınlar vardı.

Sinema emekçileri sendikası Başkanlığını yürüten emektar sinemacı Yusuf Çetin aday gösteren DTP çalışmasını Tarlabaşı, Dolapdere, Hacı Ahmet gibi güçlü olduğu mahallelerde yoğunlaştırdı, DTP’nin daha çok güçlü olduğu yerlerde mevcut pozisyonunu korumayı ve oylarını toparlamaya yönelik bir çalışması vardı.

CHP’nin pek çalışma yapmadan bu kadar oy alması hem Beyoğlu’nda bir tabanının olduğunu hem de AKP’ye tepki oylarının tek güçlü rakip olan CHP’ye kaydığını gösterdi. Beyoğlu’nun CHP tarafından alınması, AKP de ciddi bir moral bozukluğu yaratabilirdi. Bu sebeple daha erken bir zamanda çalışmalara başlayıp daha kamuoyunca bilinen bir adayın gösterilmesi belediye seçimlerinin kazanılmasında etkili olabilirdi. Sonuçlar alt tarafta yer alıyor.

AKP AHMET MİSBAH DEMİRCAN 48.264%37,4
CHP MUSTAFA DOLU 34.150%26,5
SP MUSTAFA YELEK 16.545%12,8
MHP RÜSTEM FIRAT 12.400%9,6
DTP YUSUF ÇETİN 8.660%6,7
DSP ZEYNEP BANU DALAMAN 3.372%2,6
BBP METİN DUMAN 1.756%1,4
BTP 1.025%0,8
DP 804%0,6
ANAP BARBAROS AKIN 529%0,4
HYP - 505%0,4
Bağımsız - 398%0,3
TKP - 265%0,2
ÖDP - 74%0,1
LDP ÖZCAN ARSLAN 69%0,1
BDP - 27%0,0
MİLLET - 15%0,0
İP - 7%0,0
HAK-PAR - 7%0,0
EMEP - 3%0,0



Sonuç olarak, Beyoğlu yine AKP’de kaldı,. Ampul yine beynimizi sulandırmaya devam edecek. Kılıçdaroğlu’nun rüzgârının bu denli estiği bir dönem de Beyoğlu’nun alınamaması bir talihsizlik.

Bir başka öneri, sadece seçimi kazanma planlarına göre belediyeleri ayıran ve birleştiren hükümetten, Kasımpaşa’yı, Piyalepaşa’yı, Hasköy’ü, Kulaksız’ı, Halıcıoğlu’nu, Beyoğlu’ndan ayırmasını talep etmek lazım
Ahmet / 31 Mart 2009 Salı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder