14 Temmuz 2011 Perşembe

SİLVAN YANIYOR!

SİLVAN YANIYOR.


Her şeyi geçtim! Ortada yitirilmiş 20 can var!

Dedem Silvanlıdır. Silvan’ın bir Malabadi Köprüsü vardır. Oradan hatırlanırdı Silvan. Birkaç saattir, bize; girişi çıkışı yasaklanan beldeleriyle, kolordu büyüklüğünde bir kuvvetin yaptığı operasyonla, yakılan ormanlarıyla, üzerinde hiç dinmeyen helikopter ve uçak sesleriyle, bombalanan çatışma alanlarıyla hatırlatılıyor. Haritanın yırtılan yerinin adı bugün Silvan’dı… Silvan yanıyor, yakılıyor…

Bir şok haber olmaktan öteye geçemeyen çatışmalar ve askeri operasyonlar, öldürmekte ustalaşanların sayesinde hayatımıza geri döndü. Anlaşılan, bize taşı kırmakta ustalaşmak düşüyor! Tüm televizyon kanallarının çatışmaları aynı anda flaş haber olarak geçmesi, devlet bürokrasisinin mevcut programlarını iptal etmesi, şehitlere devlet töreni yapılması, sokaklara dökülen milliyetçilerin “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye bağırması dışında ne yaşanacak yarın? Ne değişecek?

Bu insanlar neden öldü diye bir soru sorulmayacak! Gerillanın neden dağa çıktığına dair bir soruya cevap aranmasını beklemiyorum zaten! Bu kez ortaya saçılan bir gerçek daha var; Silvan’daki çatışmayı kökten halletmek isteyen TSK,  uçaklarla bölgeyi bombalamış ve çıkan yangının ortasında kalan askerlerin ölüm sebebinin bu yangınmış! Üstüne üstlük Silvan Belediyesi’ne ait itfaiye araçları yangın yerine gönderilmemiş. Kürdün Belediyesine ait suya da ihtiyacı yok TSK’nin. Yani askerler çatışmada değil, TSK’nin yarattığı cehennemde can vermiş. Ayrıca, orman yangınlarına Kürt Bölgesi’nde karşı değil devlet, hiç orman yanmazsa, kendi yakar!  Vatandaş bu gerçekleri kurcalayıp işin aslını mı araştıracak? Kurunun yanında yaş da yanar mı diyecek? Yoksa tüm bu yaşananları görmezden mi gelecek? 

Daha şimdiden dört bir yandan sesler gelmeye başladı, en iyimseri şöyle; “Kürtlerin haklı olduğu taraflar var ama… Talepleri kabul edilemez. Şehitlerin hesabını vermeliler.”  Yaşamını yitiren 7 gerilladan bahseden yok. Zaten onlar “ölü ele geçirilmişti ya da öldürülmüştü” değil mi? Sadece yazması kolay;  13 asker 7 gerilla yaşamını yitirdi… Neresinden bakarsak bakalım, 20 gencecik insan artık aramızda değil. Çatışmaları hayatımıza geri döndüren AKP ve devlet bürokrasisi yaşamını yitirenlerin tek failidir yani katildir. Seçimlerden bu yana takındığı tavır, bugünlerin habercisiydi. 

Mehtap bu geceyi aydınlattı, güneş yarın günümüzü karartacak. Türk Silahlı Kuvvetlerinin “zayiatı” az göstermek için ağır yaralı diye tanımladığı askerlerin ve ölü ele geçireceği gerillaların ölüm haberleri gelecek yarın.

13 askerin cenazesi törenle kaldırılırken, 7 gerillanın cenazesi ailelerine günler sonra teslim edilecek. Gerillaların bedenlerinde insanlık dışı tahribatlar görülecek. Yaşarken birbirimize insan gibi davranamayacağız, birbirimizi anlamayacağız, hatta anlamamak için elimizden geleni yapacağız! Bunu anladım. Birbirimizi “öldürmeye veya ölü ele geçirmeye” devam edeceğiz onu da anladım. Bari en azından birbirimizi toprağa gömerken insan demeyi, insan gibi davranmayı öğrenelim. Kürtler çok şey mi istiyor! Şu anda söylenecek tek şey; Yaşamını yitirenlerin ailelerinin başı sağ olsun!

---

Malabadi Köprüsü, orada başladı bitti! Bu gariplerin öyküsü…

Ahmet Saymadi / 14 Temmuz 2011




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder