7 Aralık 2011 Çarşamba

SITARBAKS İŞGALİYLE İLGİLİ KÜÇÜK BİR NOT

SITARBAKS İŞGALİYLE İLGİLİ KÜÇÜK BİR NOT

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, okulun kantinlerinden birisinin kapatılması, kapatılan kantinin yerinin de rektörlük tarafından Starbucks’a kiralanması üzerine harekete geçip, starbucks’ı işgal etmiş. İşgalden kast etikleri ise; Starbucks’un, kantin gibi kullanılması. Su ısıtıcılarıyla çay-kahve yapıp bedava dağıtıyorlar, etüt salonu olarak kullanıyorlar, forumlar yapıyorlar, bazı derslerin orada işlenmesi sağlıyorlar ve öğrenci hakları konulu toplantıları da orada yapıyorlar. Aslında yaptıkları Starbucks’a ayrılan okul içindeki alanın, aslına uygun bir şekilde kullanılmasından başka bir şey değil. Öğrenciler işgal süresince zamanlarının çoğunu orada geçiriyorlar, geceyi de orada geçirmişler.

İşgal esnasında Taksim’de yapılan  “Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma” eylemine katılamadıkları için eyleme destek mesajı yollamışlar ve işgal alanında bir video çekip, işgal ile ilgili haberleri yayınladıkları blog sayfasında da yayınlamışlar. En azından eylem saatinde panel yapmamışılar! Ne diyelim, işgal eden elleri dert görmesin!  İşgal ile ilgili tüm gelişmeleri ilgili sayfadan takip edebilirmişiz. (http://starbuckssenligi.blogspot.com/)

İşgalin ardından rektör yardımcısı öğrencilerle görüşmeye gelmiş, aralarından temsilci seçilmesi halinde rektörle görüşülebileceğini de belirtmiş. Ancak öğrenciler, temsili demokrasiye karşı olduklarını, rektörün görüşmek istiyorsa işgal alanına gelmesi gerektiğini söylemişler. Rektör yardımcısının dilekçe yazın önerisine "Dilekçeye ne gerek, bize işgal gerek" diye cevaplamışlar...

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin eylemleri kayda değerdir; 1992’de Zoguldak’taki grizu patlamasında ölen madenciler için rektörlüğü işgal etmişlerdi. Özel harekât tarafından bastırılan işgalin ardından öğrencilerin okulla ilişiği kesilmiş ve yargılandıkları davada ceza almışlardı. Yine yanı başlarında, Küçük armutlu semtindeki, ölüm orucu yapılan evi düzenli ziyaret etmişler, kampüsle sokak arasındaki bağı sıkı tutmaya çalışmışlardı. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nun seçim çalışmalarında büyük başarı sağlayan ve destek veren Boğaziçili öğrenciler; Van depreminin ardından da büyük bir yardım kampanyası yapmayı başarmıştı.

Devletin, öğrencileri özel olarak apolitikleştirmeye çalıştığı, holdinglere kapıları sonuna kadar açtığı, kariyer günleriyle öğrencileri pazarladığı bir üniversitede; ki bu üniversiteye ülkede çok iyi eğitim veren bazı kolejlerden gelen çok fazla zengin/apolitik öğrenci olduğunu da hesaba katarsak, öğrencilerin yaptığı işgal eyleminin önemi daha fazla anlaşılabilir.  Ayrıca bugünün Boğaziçili öğrencileri, geçmişteki devrimci gelenekle bağ kuracak önemli bir eylemin de taşıyıcısı olabilir.

Bu kantin işgaline çok büyük anlamlar yükleyip, eleştirmek ise çok anlamsız! Türkiye sol hareketine mensup öğrencilerin yemekhanelerdeki yemek zamları sebebiyle yaptıkları yemekhane boykotları da aynı minvalde değerlendirilebilecek eylemlerdir ve mücadeleye katkısı büyük olmuştur.  Bu eylem, Starbucks gibi şirketlerin üniversitelere girme planlarını da alt üst etmiş olabilir! Starbucks'a allah başka keder vermesin! Bununla birlikte,  bu tarz eylemlilikler/etkinlikler üniversitelerde çok başka bir dinamiğin ortaya çıkmasını sağlayabilir.  Ya da,  “tek bir kıvılcım, bir bozkırı tutuşturabilir” de diyebiliriz. 

Ben blogda görüp beğendiğim en güzel fotoğrafı da ekleyip aranızdan ayrılıyorum, fırsat bulursam, 1 kg çay ile 2 paket şeker alıp ziyarete/desteğe gideceğim işgalcileri... 


Ahmet Saymadi / 07 Aralık 2011 Çarşamba 

1 yorum:

  1. 80 li yıllarda ve 90 larda birçok eyleme evsahipliği yapmış, imajından beklenmeyecek performanslar göstermiş, bizim kuşağın hafızasında yer etmiş boğaziçililere selam yolluyorum. gönül direniş ister, kahve bahane...

    YanıtlaSil